- avoir
- Iv t1 sahip olmak◊
avoir un chien — bir köpeği olmak
◊avoir de l'argent — parası olmak
◊avoir de la chance — talihli olmak
2 caractéristique bir özelliği olmak◊avoir les yeux bleus — mavi gözlü olmak
◊avoir vingt ans — yirmi yaşında olmak
3 bir şey hissetmek◊avoir faim — aç olmak
4 fam aldatmak◊Je t'ai bien eu ! — Sana oyun oynadım !
5 avoir à (avec inf. ) bir şeyi yapmak zorunda olmak◊J'ai à te parler. — Seninle konuşmam gerek.
6 en avoir après / contre birine kızmak◊J'en ai vraiment après lui ! — Gerçekten kızıyorum ona !
IIv auxyapma, etme fiilinin geçmişinde kullanılır◊Je les ai entendus. — Onları duydum.
IIIv impers1 il y a var◊Il y a plusieurs possibilités. — Birçok olasılık var.
2 il y a bir kaç zamandır◊Elle est arrivée en France il y a six mois. — Fransa'ya altı ay önce geldi.
3 qu'est-ce qu'il y a ? fam ne var ? ne oluyor ?4 il n'y a qu'à fam yap olsun◊Il n'y a qu'à lui demander s'il vient. — Gelip gelmeyeceğini sormaktan başka çözüm yok.
5 il n'y a pas de quoi bir şey değilIVn mcrédit alacak [aɫa'ʤak]◊un avoir de 20 euros — yirmi euroluk bir alacak
Dictionnaire Français-Turc. 2010.